Normal doğum veya vajinal doğum, kendiliğinden başlayan doğum ağrıları (rahim kasılmaları) ile, herhangi bir müdahale olmadan bebeğin annenin kalça kemikleri arasındaki açıklıktan ilerleyerek vajinadan dışarı atılmasıdır. Normal doğum diyebilmek için doğumun vajinal yolla gerçekleşmesi yeterlidir; doğum sırasında ilaçlar (suni sancı veya sancıyı azaltan ilaçlar), epidural anestezi, yardımla doğum teknikleri (vakum veya forseps) veya vajinal kesiler (epizyotomi) kullanılabilir.
Doğal doğum ise, tamamen doğa kanunlarının belirlediği şekilde, herhangi bir ilaç veya teknolojik yardım almadan doğum gerçekleşmesidir. Doğal doğumda ilaçlar, doğuma yardımcı cihazlar, doğumu hızlandıracak veya yavaşlatacak müdahaleler veya herhangi bir kesi veya enjeksiyon uygulanmaz.
Doğal doğum, kadınların vücutlarının ritmik çalışmasını sağlayarak daha kısa bir doğum süreci sağlar. Her ne kadar bebekler için doğum sırasında uygulanan ilaçlar düşük riskli olsa da, suni sancının sezaryen oranlarını artırabileceği bilinmektedir. Ayrıca doğum ağrılarının hafifletilmesi amacıyla yapılan epidural anestezi ıkınma hissini ortadan kaldırdığı için, annenin doğumun son aşamasında bebeğini itmesine de engel olur. Epidural anestezide kullanan bazı ilaçlar bebeklerde biraz daha fazla uyuşukluk oluşturabilir. Bununla birlikte unutulmamalıdır ki, tüm bu ifadeler doğumun ideal bir şekilde, herhangi bir sorun olmadan ilerlediği durumlar için geçerlidir. Doğum ağrıları sırasında bebeğin doğum yolunda ilerlemediği, zor ilerlediği, sıkıntıya girdiği durumlarda kullanılan bazı ilaçlar doğumu kolaylaştırabilir veya anneyi ve bebeği rahatlatabilir.
Her kadın normal veya doğal doğum yapabilir. Bunun için normal doğum yapmayı istemek, onun için hazırlanmak ve vaz geçmemek şarttır. Bununla birlikte normal doğuma engel olabilecek tıbbi durumların olduğu da unutulmamalıdır. Bu durumlara örnek olarak plasentanın (bebeğin eşi) doğum kanalını kapatması, plasentanın bebek doğmadan rahim duvarından ayrılarak kanamanın başlaması, bebeğin transvers (yan) duruş pozisyonunda olması, vajinada bebeğe zarar verebilecek enfeksiyon varlığı vb. sayılabilir.
Eğer doktorunuz herhangi bir nedenle normal veya doğal doğumun bebeğin ve annenin hayatı açısından risk oluşturabileceğini düşünüyorsa emniyetli tarafta kalmak adına sezaryen yapılabilir.
Doğum ağrısı, bir kadının vücudunun doğum yapmaya hazırlanma şeklidir. Rahim kaslarının kasılmasıyla bebek rahim içinden doğum yoluna doğru itilir. Kasılmalar ağrılı olabilir ve karnınızın sertleşmesine neden olur. Doğum sırasında rahim ağzı yumuşar, incelir ve açılır veya “genişler”. Doğum yapmaya yaklaştıkça bebeğiniz rahimden vajinaya doğru hareket edecektir. Bu olduğunda, bağırsak hareketiniz olacakmış gibi (büyük tuvaletiniz varmış gibi) hissedebilirsiniz.
Doğum genellikle 37 ila 42. gebelik haftası arasında kendi kendine başlar. Bazı durumlarda, doktorlar doğum ağrılarını başlatmaya (suni sancı) karar verirler. Bu genellikle size rahim ağzını yumuşatmak ve kasılmaları başlatmak için ilaç vermeyi içerir. Rahim ağzını yumuşatmak için doktorunuz vajinanıza ve rahim ağzına hap veya jel koyabilir. Kasılmaları başlatmak için bazen damarınızdan ilaç verilir.
Doktorlar, ancak tıbbi bir neden varsa 39 haftadan önce doğumu başlatır. Genellikle bu, doğum yapmayı beklemenin siz veya bebeğiniz için tehlikeli olabileceği bir durum anlamına gelir.
Doğum sırasında doktorunuz veya ebeniz bebeğinizi doğurmanıza yardımcı olacaktır. Normal doğum sırasında, rahim ağzı tamamen açıldığında, bebeğinizi dışarı itmek için tüm gücünüzle ıkınmalı ve doktorunuzun uyarılarını dinlemelisiniz. Doktorunuz veya ebeniz size ne zaman ıkınmaya başlayacağınızı söyleyecektir.
Doğum ağrıları varken, sizi rahat hissettiren pozisyonu alabilirsiniz. Örneğin, yan tarafınıza yatabilir, oturabilir, diz çökebilir veya çömelebilirsiniz. Bir bebeği dışarı itmek dakikalardan saatlere kadar sürebilir. Eğer ilk doğum olacaksa genellikle daha uzun sürer. Bu süreçte doğumu kolaylaştıracak ip uçları aşağıda sıralanmıştır:
Çoğu anne, bebeği sorunsuz bir şekilde dışarı çıkarabilir. Ancak bazen doktor veya ebe, bebeğin başına yerleştirilebilen bir cihazı çekerek bebeğin dışarı çıkmasına yardımcı olur.
Evet, doğum ağrıları genellikle acıtır. Ağrı hem rahim kasılmalarına hem de daha sonra bebeğinizi dışarı iterken vajinanızın esnemesine bağlıdır. Ancak ağrı miktarı her kadın için farklıdır. Kadınlar ağrılarını farklı şekillerde yönetmeyi seçerler. Bazı kadınlar ağrılarını azaltmak için nefes egzersizleri yaparlar. Herkes için işe yarayan tek bir yol yoktur. Unutmayın, doğum acıtıyor ama kadınlar güçlüdür ve siz sandığınızdan daha güçlüsünüz.
Birçok kadın bebeğini ittiğinde rahatlama hissi yaşar ve bebeğinizin doğumuyla bu rahatlama hissi en yüksek noktaya ulaşır. Bu noktada aynı zamanda bir duygusal boşalma ve mutluluk hâkim olur. Zor bir görevin başarıyla tamamlanmasının ve dünyaya bir bebek getirmenin tarifsiz mutluluğu…
Bazı kadınlar bu duyguyu yoğun adet dönemi ağrılarına benzetirken, diğerleri rahimde veya karnınızın üzerinde bir sıkışma, şiddetli bir baskı veya çarpma hissi olarak ifade eder. Bazı kadınlar ise bu duyguyu vücudunuzda herhangi bir kasta oluşan çok yoğun kas krampları gibi tanımlarken, diğer insanlar kasılmaları olarak burkulma hissine benzetmektedir.
Doğum için rahim ağzının genişlemesi önemlidir, ancak bebeğin başının kalça kemikleri arasındaki boşluğa yerleşmesi ve ilerlemesi de aynı derecede önemlidir. Bu nedenle ağrılar sırasında yürümek faydalı olabilir. Kasılmalar sıklaşınca ve etrafta dolaşmak için daha az zamanınız olduğunda, ayakta kalçalarınızı hareket ettirmek veya yanlara doğru sallanmak da doğumu kolaylaştırabilir.
Doğuma ait ilk belirtilerin ortaya çıkmasından (örn. ağrıların başlaması) doğumla ilgili tüm işlemlerin tamamlanmasına kadar geçen ortalama süre bebeğin pozisyonu ve büyüklüğüne, rahmin kasılma kuvvetine, bebeği itme yeteneğinize ve kaçıncı doğumunuz olduğuna göre değişir. İlk kez anne olacak kadınlar için ağrı süresi 8-12 saat iken, rahim ağzı tam açıldıktan bebeğin doğumuna kadar geçen süre ise 1-2 saattir. Ancak bu süreler normal ilerleyen bir doğum için geçerlidir ve her kadın için farklı olabilir. Daha önce doğum yapan kadınlarda ise hem doğum ağrıları hem de doğum süresi daha kısadır.
Doğumdan önce bebekler rahimde farklı pozisyonlarda yatarlar. Hamileliğin sonunda çoğu bebek başı rahim ağzına ve vajinaya yakın olacak şekilde bulunur. Ancak bazı bebekler bacakları, kalçaları veya omuzları vajinaya daha yakın şekilde uzanır. Bir bebeğin bacakları veya kalçaları vajinaya daha yakınsa buna “makat geliş” adı verilir. Makat geliş durumunda anne normal doğum yapabilir ancak bunun belirli şartları vardır. Eğer bebeğiniz çok iri veya çok küçük ise veya bebeğin başının pozisyonu uygun değilse doktorunuz sezaryen ile doğum yapmanızın daha uygun olacağını söyleyebilir.
Bazen bebekler rahim içinde yatay pozisyonda yatabilir. Bu pozisyona “transvers geliş” adı verilir. Bu genellikle kalça kemikleriniz arasındaki boşluğun bebeğin geçebileceği kadar açık olmadığı durumlarda ortaya çıkar. Doğum ağrıları başladıktan sonra bebeğiniz hala yatay durumda ise sezaryen dışında doğum yapma ihtimali yoktur.
Bebeğiniz doğduktan sonra, doktor veya ebe göbek kordonunu özel bir alet ile kapatır ve keser. Sonra bebeği size veya hemen kontrol edilmesi gerekiyorsa bir çocuk doktoruna verecektir. Siz ve bebeğiniz sağlıklıysanız, doktor veya ebe kordonu bağlamadan önce yaklaşık bir dakika bekleyebilir. Bu, bebeğin plasentadaki kanın bir kısmını almasını sağlar. (plasenta, bebeğe besin ve oksijen getiren ve atıkları uzaklaştıran rahim içindeki organdır.)
Daha sonra plasentanın da rahimden çıkması gerekir. Plasenta genellikle bebeğin doğumundan sonra 30 dakika içinde doğal olarak dışarı çıkar, ancak bazen doktorunuzun plasentanın rahimden çıkarılmasına yardımcı olması gerekir.
Plasenta rahminizden çıktıktan sonra, doktorunuz vajinanızı muayene edecektir. Doğum sırasında vajina veya cildiniz yırtılırsa, dikiş atılması gerekebilir.
Doğumdan sonra doktor, hemşire, ebe veya çocuk doktoru bebeğinizin vücudunu ve genel sağlığını kontrol etmek için hızlı bir muayene yapar. Bebeğinizin kalp atış hızını, nefes alışını, hareketini, kemiklerini, kaslarını ve ten rengini kontrol eder. Ağzında ve burnundaki sıvıları bir vakum ile çeker.
Doğumdan hemen sonra bebeğinizi kucağınıza alabileceksiniz. Hatta emzirmeyi seçerseniz, onu emzirebilirsiniz.
Bebeğiniz doğumdan hemen sonra bazı tedaviler görebilir. Bunlar, göz enfeksiyonunu önlemek için göz damlaları veya göz merhemi ve anormal kanamaları önlemek için bir doz K vitamini içerir. Ek destek tedavi ihtiyacı varsa çocuk doktorları tarafından size bilgi verilir.
Hastaneden ayrıldıktan sonra aşağıdaki durumlarda doktorunuzu veya hemşirenizi arayın:
Doğum ağrıları sizi korkutuyor veya bunu yaşamak istemiyorsanız “ağrısız doğum” olarak da adlandırılan epidural anestezi ile doğum yapabilirsiniz. Epidural anestezide, sırtınızdan ince bir iğne ile omuriliği çevreleyen ve içinde beyin-omurilik sıvısı bulunan epidural boşluğa girilir ve ağrı kesici bir ilaç yapılır. Bu işlemi anestezi uzmanı olan doktorlar yapmaktadır. Epidural anestezi yapıldıktan sonra rahimde kasılmalar devam eder ancak bunları hissetmezsiniz veya çok hafif hissedersiniz.
Epidural anestezi doğum yapmak üzere olan anne için konfor sağlarken, diğer taraftan da doğum yapma süresini uzatmaktadır. Bunun en önemli nedeni epidural anestezi ile ıkınma hissinin kaybolması ve doğumun son döneminde yeterli kuvvet ile bebeğin itilememesidir. Araştırmalar epidural anestezinin ortalama olarak toplam doğum süresini yaklaşık 2 saat uzattığını göstermiştir. Sürenin daha da uzamaması için doktorlar rahim ağzı aşağı yukarı 4-5 cm açıklığa ulaştığında epidural anestezi yapılmasına onay vermektedir. Bu aşamadan daha önce yapılırsa doğum süresi uzarken, daha geç yapılırsa da epidural anesteziden beklenen fayda elde edilmemiş olacaktır. Eğer doğumun ilerlemesi için suni sancı başlatıldıysa 4-5 cm açıklık olmadan da epidural anestezi uygulanabilir.
Anne adayları doğum ağrılarının şiddetinden çekinmekle birlikte, epidural anestezinin olası risklerinden de çekinmektedir. En çok endişe duyulan konu ise epidural anestezi ile sinir hasarı ve felç geçirme olasılığıdır. Ancak bu ihtimal tecrübeli ellerde yok denecek kadar azdır. Epidural aralığa yapılan iğne zaten en yakın sinir lifine uzaktadır ve ilaçlar da sinirlere yapılmamaktadır. Bununla birlikte epidural anesteziye bağlı en sık yan etkiler ilk uygulamanın hemen ardından ortaya çıkabilen tansiyon düşmesi ve işleme bağlı baş ağrısıdır. Ayrıca araştırmalar epidural anestezinin sezaryen olasılığını artırdığını göstermiştir.
Epidural anestezinin bebeğiniz üzerine bilinen bir zararı yoktur ancak uzun süreli doğum ağrısı çeken kadınlarda bebeklerin bir miktar uykulu doğma ihtimali vardır. Bunun epidural anesteziye mi yoksa uzun süren doğuma mı bağlı olduğu net değildir.
Bazı anneler doğumdan sonra uzun süren bel ağrılarının epidural anesteziyle ilişkili olduğunu düşünürler. Bunu doğrulayan bir kanıt yoktur ve bu ağrılar muhtemelen hamilelik sırasında sırt ve belde bulunan bağ ve kaslarda ortaya çıkan değişimlere bağlıdır.
Normal doğum ücretleri hastanede kaç gün kaldığınıza, kullanılan ilaç ve tıbbi malzemelere, epidural anestezi uygulanıp uygulanmadığına bağlı olarak değişir. Normal doğum için artık birçok hastane ve klinik genellikle paket fiyatlar sunmaktadır. Bununla birlikte eğer bir günden daha uzun süreli yatışlar söz konusu ise fiyat bir miktar yükselmektedir.